yedi güzel adam

dizi de çekilen, necip fazıl kısakürek'in yedi öğrencisini tanımlayan söz öbeği. şiiri cahit zarifoğluna aittir. (bkz: erdem beyazıt) (bkz: aleaddin özdenören) (bkz: cahit zarifoğlu) (bkz: nuri pakdil) (bkz: rasim özdenören) (bkz: mehmet akif inan) (bkz: sezai karakoç)

yedi dinmez kederiz uslanmaz yedi güzel adam burdan

çok fazla eleştirildi bu dizi, birkaç bölüm izledim sadece. bu diziyle ilgili aklımın bir köşesine takılmış ama.

güzel diziydi bence.bu da yitip giden sevdiğim onca dizi arasından birisiydi benim için.

devrim yıllarında insanları bilgilendirmek için canınını ortaya koymuş insanlar.

sessiz sakin senaryosuyla, anlattığı şiir kardeşliğiyle ve beklemediğiniz anda gelen dizeleriyle muhabbettleriyle replikleriyle izlenilesi olduğu halde kaybettiğimiz dizi. erdem beyazıt için izleseydiniz hiç olmazsa :/

güzel diziydi ama iyi olan her şey gibi bitti gitti

"saba selam söyle sevdiğime gidecekse gitsin göz görmesin bir beni bıraksın bana bir de gecenin gamını götürmesin"

yalan amk cahit zarifoğlunun neresi güzel ya. simsiyah bıyıklı sakallı bi şey mak

i̇çimi her hüzün kapladığında koşarak şiir dizelerine sarıldığım trt ' nin gelmiş geçmiş en güzel dizisidir.

güzel diziydi. sonra no309'lara, kiraz mevsimlerine kurban gitti.

bitirmeseydiler keşke yazık ettiler

acını yaşa öfkeni de yaşa ve seyret kendini sakın bastırma öyle suyun üstünde akan yaprağa bakar gibi bak uzanıp onu almaya kalkışma kendini suçlama , başkalarını da suçlama olacak olandan kaçınamazsın o yüzden hiç bastırma kendini baskılama çünkü insan , bastırdığı duygunun esiri olur.

başlamayı düşündüğüm dizilerden ilki. hiç izlemedim ama çok şey duydum, olumsuz bir şey de duymadım hiç.

"sevgisizliğin dayatıldığı coğrafyalarda aşk şiiri yazmak bile başlı başına baş kaldırmaktır."

"yedi dinmez kederiz, uslanmaz yedi güzel adam" -acz-

Her açıdan mükemmel diziydi. Nostaljik olması ayrı bir lezzetliydi. Dizide kullanılan şarkılar ve müzikler çok güzeldi. sensiz olmuyor özlem

her izlediğim dizide kendime bir karakteri seçerim . diziyi hala izliyorum bitmedi henüz ama cahit zarifoğlu'nu kendime benzettim. şiirlerini buz dağına yazıyor, aşamıyor bu dağı ve her şeyi içinde yaşıyor. derdini, sevgisini, öfkesini aklınıza gelecek her duyguyu içinde yaşamasını kendime benzettim.

3. bölümünü bitirdim şuan çok hoş bir o kadar da naif bir diziymiş ama şu altta çalan müzikleri ne berbat ya akordiyonu bozuk kemandan çıkıyor sanki ses, eğer yarım bırakırsam tek nedeni bu olacak.

ben neden bu diziyi bu kadar geç fark ettim neden dememe sebep olan dizi. aşığım edebiyata özellikle de şiire, iyi ki keşfetmişim...

'yedi adam biri bir gün bir kan gördü gereğini belledi yari alsa koynuna ayırmaz kanı yanından.' çok güzelsiniz.

bu insanlar dev midir, yatak görmemiş gövde midir?